RSS Feed
Twitter
Amacımız
birilerine siyaset dersi vermek asla değil, ama elimden ve dilimden
geldiği kadar siyaset mekanizmasının, ya da siyasetin ne olduğunu iyi
bildiğimi düşünüyorum. Benim CHP ile
tanışmam, yanılmıyorsam; Altan Öymen’in Genel Başkanlığı dönemine yani
“1997″ yılına denk geliyordu ve Atamın partisi olan CHP ‘ye hem gençlik
kolu başkanı, hem de vekil ilçe başkanı olarak görev yaparak CHP ‘ye
hizmet etmenin hala mutluluğunu yaşamaktayım, Hala da yaşıyorum… Siyaset öyle bir hastalıktır ki, yeri geldiğinde kendini direğin tepesinde, yeri geldiğinde gecenin bir yarısında afiş asarken, yeri geldiğinde de afiş asma yarışına girdiğin, bazı siyasi parti mensuplarıyla kavga ederken biranda, kendini karakolda bulursun. Sonrada anan ve baban gelir karakola “başıma siyasetçimi olacaksın”, “siyaset kimin karnını doyurmuş ki, senin de doyursun”… Sözlerine maruz kalırsın ve bir ton da sopa yersin. Boru değildi, siyasete 700 bin nüfuslu İstanbul ilçesinde başlayınca haliyle zorlukların olması da kaçınılmaz olacaktı. Çok iyi biliyorum ki CHP ye gönül vermiş her insan mutlaka uykusuz kalmış partisi için yorulmuştur. Ama bu partide uykusuzluk ve yorgunluk dışında, afiş astıkları için, duvara yazı yazdıkları için, dövülerek, coplanarak ve hatta canından olarak bedeller ödeyenler vardı. Çünkü 80 dönemi öncesi ve sonrasın da siyaset yapmanın ne olduğunu bilmek için birilerine sen ne bedel ödedin demek yerine, ona yediği sopalardan dolayı, ona sabahlara kadar karakollarda yattıklarından dolayı saygı duymak gerekirdi. Onlar bu ülkede CHP için belki de en ağar bedel ödeyen insanlardı, Eğer İnsanlar ödediği bedelleri anlatmazsa, gelecekte CHP ‘ye sahip çıkacak gençler de bunları bilmezse o zaman bulundukları partinin de ne zorluklarla bu günlere geldiğini anlamasını beklememiz hata olacaktır. Sayın Kadir Albayrak ve Sayın Aydın Kurban’ı yerden yere vurmak yerine yaptıkları hizmetten dolayı teşekkür etmenin daha etik olduğunu düşünsem de, Saygı çerçevesinde geçen bir kongre gördüğümü söyleyemem. Hele ki, CHP Genel Başkan yardımcısı Sayın Faik Öztrak eğer zamanını dışarda geçirmek yerine kongre salonunda geçirseydi, belki de saçlarını değirmen de değil de, CHP de ağartan “Sayın Kadir Albayrak’ a “yapılan sözlü saldırılara mutlaka engel olur 40 yılını CHP için heba eden 60 yaşındaki bir adama 30 yaşında ki bir adamın “sen ne bedel ödediysen, bende ödedim” demesine asla müsamaha göstermezdi diye düşünüyorum.
Hafta sonu katıldığım, CHP Tekirdağ il kongresin de benim de desteklediğim aday, Sayın Recep Palabıyık’tı, biliyorum ki Recep Bey o kişiliğini siyasete yansıtırsa CHP Tekirdağ da büyük başarılara imza atacaktır. Ve biliyorum ki, Sayın Recep Palabıyık teklif edilen, Milletvekilliği adaylığı ve Belediye Başkan adaylıklarını elinin tersiyle iterek, daha düşük bir kariyer olan CHP Tekirdağ İl Başkanlığı görevini kabul ediyorsa, Demek ki Sayın Recep Başkan eksik olan bir şeyi yani, Tekirdağ Milletvekillerini ve Belediye Başkanını izaha sokmak için, bu göreve talip oluyordu. Çünkü CHP Tekirdağ’ın kalesi olma yolundan çıkıyordu ve bunun için de bir çoban lazımdı. Bu çoban da Sayın Recep PALABIYIK olmalıydı.
Dip Not: Divan Başkanının, Tekirdağ Milletvekillerine hanginiz ilk sözü almak istersiniz çağrısına, Sayın Candan Yüceer ve Sayın Emre Köprülü‘nün çocuklar gibi, parmak işaretleriyle bir birini göstererek gülmesi, komedi gibiydi. Öncelikle bu iki Milletvekilini seçen partilileri, sonra da Sayın CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak Bey’i bu iki nadide insanı Tekirdağ’a milletvekili olarak kazandırdığı için tebrik ediyorum.
Saygılarımla
Hakan SÖNMEZ
İLK KURŞUN